
03 Mart 2021, 23:22
file:///C:/Users/asus/Desktop/B%C3%9C%C5%9ERA%20KETANCI%20V%C4%B0DEO.MP4
03 Mart 2021, 22:56
PANDEMİ SONRASI ÇOCUĞUNUZ OKULA DÖNÜŞ KAYGISI MI YAŞIYOR? Her yıl okulların yeni açılacağı dönemde ...
PANDEMİ SONRASI ÇOCUĞUNUZ OKULA DÖNÜŞ KAYGISI MI YAŞIYOR?
Her yıl okulların yeni açılacağı dönemde çocuklara ilişkin ortaya çıkabilecek durumlardan bahsedilmektedir. Özellikle okula ilk defa başlayacak olan çocuklarda meydana gelebilecek ayrılık kaygısından bahsedilmektedir. Ancak bu yıl pandemi dolayısıyla çocukların, gençlerin ve anne babalarının ortak olarak hissettiği bir duygu olan kaygı, okulların uzun bir aradan sonra tekrardan açılması ile birlikte çocuklar ve gençler üzerinde etkisi farklı şekillerde gözlemlenebilir. Pandemi dolayısıyla çocuklar uzun bir süredir aile bireyleri ile vakit geçirmeye alıştıklarından dolayı yeniden okula başlıyor olmak ayrılık kaygılarını tetikleyebilir.
Ebeveynleri olarak çocuklarımıza sürekli olarak, sosyal mesafe kurallarına uymaları gerektiğini, ellerini sık sık yıkamalarını gerektiğini, maske takmaya özen göstermeleri gerektiğini hatırlatarak, anne-baba olarak farkında olmadan çocuklarımıza dış dünyanın ne kadar güvensiz bir yer olduğuna dair ve kendilerini ne kadar koruyabileceklerine dair kaygılarını arttırmaya yönelik söylemlerde bulunabiliriz. Çocuklar, genç ve yetişkin bireyler gibi hissettikleri kaygıyı açıkça ifade etmekte zorlanabilirler. Ancak bu durumda ebeveynler olarak kaygının belirtilerini çocuklar üzerinde gözlemleyebilmek mümkündür. Çocuğunuzda terleme, karın ağrısı, mide bulantısı, hızlı kalp çarpıntısı gibi fiziksel belirtiler gözlemliyorsanız, bu belirtiler çocuğunuzun kaygılı hissettiğine işaret ediyor olabilir. Çocuklar duygularını dile getiremedikleri ve kaygılarını anlamlandıramadıkları için, yaşıtlarına veya anne-babalarına vurma, bağırma, kötü söz söyleme, öfke krizleri geçirme gibi davranışlar gösterebilirler. Ayrıca, okula gitmemek istememe ve anlamlandıramadığınız korkular dile getiriyor olmaları kaygının belirtisi olabilir. Ebeveynler olarak, çocuğunuzun okula gitmek istemediğini, okul ortamından çekindiğini fark ettiğinizde, çocuğunuzun kaygı olup olmadığını, hangi konularda kaygı yaşadığını ve kaygının hangi belirtilerini gösterdiğini anlamaya ve fark etmeye çalışın. Kaygılı durum ve belirtileri anlayabilmenizin yolu çocuğunuzu dikkatli ve ilgili bir şekilde dinlemekten geçmektedir. Çocuğunuzu dinleyerek, onun duygu ve düşüncelerini anlayabilirsiniz. Çocuğunuza böyle bir durumda kaygılanıyor olmanın normal bir duygu olduğunu, herkesin kaygılandığını ancak bununla birlikte baş edebileceğiniz yöntemler oluşturabileceğinizi ifade etmek çocuğunuzun rahatlamasına yardımcı olacaktır. Çocuğunuz ile bu konu hakkında sohbet ederken, kendi kaygınızın olup olmadığını, ne düzeyde kaygı olduğunuzu fark edin. Unutmayın ki; ses tonunuz, jest ve mimikleriniz ve davranışlarınız kaygılı olduğunuzu çocuğunuza yansıtabilir. Bu yüzden anne-baba olarak önce kendi kaygılı ruh halinizi gözden geçirerek sonrasında çocuğumuza yardımcı olmak daha etkili bir yol izlemenize yardımcı olacaktır. Çocuğunuz ile konuşurken daha önce ki yıllarda okulda yapmaktan zevk aldığı faaliyetleri, keyifli anları, arkadaş ilişkilerini, öğretmenleri ile ilişkilerini anımsatmaya yardımcı olacak sorular sormak, çocuğunuzun okul ile ilgili kaygısını azaltmaya yardımcı olabilir. Çocuğunuza okulda alınan güvenlik tedbirlerinden ve korunma yöntemlerinden bahsetmek, okulların açılabildiği gibi özel bir durum olduğu takdirde tekrardan kapanabilme olasılığını ifade etmek, çocuğunuzun okul ile ilgili hayal kırıklığı yaşamasını önleyebilir. Okul dönemi boyunca çocukların kaygılarını, öğretmenleri ile birlikte iş birliği içerisinde olarak takip etmek ve çözüm yolları aramak gerekmektedir. Eğer çocuğunuz veya kendinizin okula başlamak ve okul sürecini olumlu bir şekilde devam ettirebilmek ile ilgili kaygılarınız ile baş etmekte zorlandığınızı düşünüyorsanız, bir profesyonel destek almak adına alanında uzman kişilere başvurulabilirsiniz.
Uzm. Kln. Psk. Büşra Ketancı
05 Şubat 2020, 19:42
Depresyon Nedir? Gündelik yaşamda hepimiz zaman zaman kendimizi mutsuz, üzgün, çaresiz ve karamsar hissetmişizdir. Yaşadığımız ...
Depresyon Nedir?
Gündelik yaşamda hepimiz zaman zaman kendimizi mutsuz, üzgün, çaresiz ve karamsar hissetmişizdir. Yaşadığımız olumsuz olay veya durumlara karşı ruh halimizin de aynı doğrultu da olumsuz bir seyir seyredebilir. Ancak, depresyon bozukluğunun, normal gündelik moral bozukluğundan farkı ise şu şekilde ayırt edilebilir:
Aynı iki haftalık dönem boyunca, yukarıdaki belirtilerden beşi ya da daha çoğu bulunuyor ise ve işlevsellik düzeyinde (gündelik işlerini aynı rutinde devam ettirememe) belirgin bir değişiklik olmuş ise; depresyon bozuklukları düşünülebilir.
Risk Faktörleri Nelerdir?
Nasıl Tedavi Edilir?
Depresyon Tedavisi; Bilişsel Davranışçı Terapi ekolü yardımıyla, terapist ve danışan arasında oluşan terapötik ittifak ve işbirliği süreci içerisinde; aktivite planlama ve kendi keşif gibi bazı kongnitif terapi teknikleri kullanılarak tedavi planının oluşturulması amaçlanır. Tedavinin sonlandırılması aşaması için; danışan aynı zorluklarla ve sıkıntılarla tekrar karşılaştığında terapide öğrendiği yeni becerileri kullanıyor olması, danışanın bu becerileri içselleştirerek, otomatik bir biçimde uygulamaya ve hayatının bir parçasına haline getiriyor olması, semptomların azalıyor olması ve klinik anlamda gözlenebilir/ölçülebilir bir biçimde kişinin inanç sistemlerinin, duygu, düşünce ve davranış biçimlerinin değişiyor olması gerekmektedir.